Bücher von Gülseren Budayicioglu

Bu kadar görünmez olamam, degil miKadinlarin kafeslerin ardinda sokagi izledikleri, varliklarini duyurmadan yasadiklari zamanlarin üstünden cok uzun yillar gecti. Simdi kadinlar sokakta, isyerinde, her yerde Ama yine de onlari görünmez kilan bir seyler var Ben buradayim demeyen bir baba; bagri buz kesen bir anne; sevgileri hep baska zamanlara birakan sevgililer; bize göre yasamalisin diyen el alem; kadinlara hep güzel, bakimli, mükemmel olmayi ögütleyen toplum Baskalarini memnun etmeye adadiklari ruhlarini ve bedenlerini mutsuzlukla oradan oraya sürükleyen, Gör beni diye feryat etmekten, kendilerine, iclerine bakmayi, kendilerini görmeyi unutmus kadinlarGülseren Budayicioglu, birbirinden sarsici hikayelerle, görünmeyen kadinlari anlatiyor; kadinlari acilariyla, zayifliklariyla ve en önemlisi de her seyin üstesinden gelen gücleriyle görünür kilmak icin

Duygularimiz durmadan akan derelere benzer. Dogdugumuzda piril piril olan o berrak dereye attigimiz her sikinti, her kaygi, her üzüntü rengini degistirir, onu bulaniklastirip karartir.Bütün güzelligine ve ihtisamina ragmen, hayat huysuz ve bencildir. Huysuz bir hayatla mücadele etmek, iyi yasayabilmek ciddi bir sanattir. O sanati da hayat kendisi ögretir bize; onun sesini duyanlari, özen gösterenleri, anlamaya calisanlari bilir. Ona bakisimizi, duydugumuz hayranligi, onunla mücadele etmekten vazgecmeyecegimizi hissettikce, bizimle baska türlü bir iliski kurmaya baslar. Bize arkasini dönmez, unutmaz. Iki kere vursa da ücüncüde öyle güzel seyler yasatir ki sasirir kaliriz.Huysuz hayatla iyi gecinebiliyor, bunun icin mücadele etmekten hic yorulmuyor ve vazgecmiyorsak, ne mutlu bize. Cünkü sadece bu mücadeleden hic vazgecmeyenlerin dereleri güneste piril piril parlayarak akarGülseren Budayicioglu bir kez daha kendi Kirmizi Odasinin kapisini araliyor ve orada biriken hikayelerden sectiklerini bizlerle paylasiyor; hayatin sesini daha iyi duyup anlayabilelim diyeUnsere Emotionen sind wie fliessende Ströme. Jede Not, jede Sorge, jede Traurigkeit, die wir in diesen klaren Strom werfen, der funkelte, als wir geboren wurden, ändert seine Farbe, verwischt ihn und verdunkelt ihn.

Kücükken cekilen acilarin atesi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatimiz boyunca üstümüzde tasiyoruz.Ask yakiyorAyrilik kavuruyorAldatilmaksa hep cok acitiyor...Bize cocukluk acilarini tekrar yasatacak kisileri gözünden tanir, baskasina degil, ona asik oluruz. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize.Kaderimiz aslinda dogdugumuz evlerde yazilir. Yine o evlerde yaralanir, o yaralarla büyür, sonunda o yaralarin bizi götürdügü yere gideriz. Ancak mutluluk her zaman o yolda degildir...Bu kitapta her zamanki gibi gercek bir yasam hikayesi anlatacagim sizlere. Hep lüks icinde yasamis ama kaderi daha bastan kötü yazilmis Camdaki Kiz ile bir varos cocugunun ask hikayesi bu.Dr. Gülseren BudayiciogluYazar HakkindaDr. Gülseren Budayicioglu, Ankarada dogdu. TED Ankara Kolejinden mezun olduktan sonra egitimine Ankara Üniversitesi Tip Fakültesinde devam etti. Ögrenciligi sirasinda, TRT televizyonlarinda spikerlik ve sunuculuk yapti. Ihtisasini yaptigi Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri bölümünde, on yil da ögretim görevlisi olarak hizmet verdi. Yillarca muayene hekimligi yaptiktan sonra, 2005te Türkiyenin ilk psikiyatri merkezi olan ve halen Ankara ve Istanbulda hizmet veren Madalyon Psikiyatri Merkezi-Madalyon Kliniki kurdu. Madalyonun Ici, Günahin Üc Rengi, Hayata Dön ve Kral Kaybederse kitaplarinin yazari Budayicioglu, televizyon dizisi Istanbullu Gelinin de eser sahibidir. Psikiyatri bilimini hikaye ve romanlar yoluyla insanlara ulastirmaya devam eden Madalyon Klinikin baskani Gülseren Budayicioglu iki cocuk annesidir.Das Feuer des Leidens als Kind ist nicht leicht zu löschen, es wird nicht so leicht vergessen und wir tragen unsere Spuren unser ganzes Leben lang.

Bir Psikiyatrin Not Defterinden Yillardir panik atak yasayan bir isadami.. Kendini peygamber ilan eden bir doktor... Cok temiz olmak ugruna evlerini cöp apartman haline getiren üc kiz kardes... Kendini bildigi günden beri, babasi basta olmak üzere, cevresindeki bütün erkeklerden dayak yiyen genc bir kadin... Agir ceza reisi bir babanin fahiselik meslegini secen kizi... Radyo ve televizyonlardaki bütün sarkilarin kendisi icin calindigini zanneden genc bir devlet memuresi... Dünyaya kiz olarak gelen ancak kendini erkek hisseden bir transseksüel... Doktorunu intihar etmekle tehdit eden bir ögrenci... Ölümcül bir hastaliga yakalanmis genc bir bankaci... Bu kitapta, Türkiye de degisik nedenerle psikiyatra basvuran her kesimden insanimizin hikayelerini bulacak, basta ask ve ölüm olmak üzere insanlik halleri ile karsilasacaksiniz. Insanlar size icini acacak, en gizli sirlarini sizinle paylasacak. Ve bütün bu sorunlar, hastalar ve hastaliklar karsisinda Türkiye sartlarinda bir ruh doktorunun duygulari, düsünceleri, yapabildikleri ve yapamadiklarini göreceksiniz. Bu kitabin bir yerlerinde mutlaka kendinizi bulacak, kendinizle yüzleseceksiniz. Okudukca, yasamin, sagligin, sevginin ve huzurun degerini daha iyi anlayacak; her damlasi ayri bir duygunun rengini tasiyan bir caglayanin altindan gececek ve tertemiz olacaksiniz.

Avina av olan bir avcinin hikayesi... Insanoglu ilk cocukluk yillarinda yasadiklarindan cok etkilenir. Henüz tam ortaya cikmamis bir heykel gibidir o; hayat da onu ince ince sekillendirmeye calisan usta bir heykeltiras... Alir eline keskiyi, usul usul oyar. Ama bazen keskiyi öyle bir savurur ki, bir parca kopuverir ve o parcayi bir daha kimse yerine koyamaz. Kendini hep dorukta görüyor ve asla asagi düsmeyecegini saniyordu. Ama bir gün hayat elindeki keskiyi ona da savuruverdi ve onun da koptu yüregi... Oysa pek cok kadinin gönlüne taht kurmus bir kraldi o... Uzun süre ne kendi inandi tahttan indigine, ne de kadinlar. Ama bir seylerin degistigini yine de ilk hisseden kadinlar oldu; ona yillarca köle gibi itaat eden kadinlar... Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayicioglu Kral Kaybederse romaninda, doruklardan asagi inmeyecegini sanan bir avcinin avina av olup yuvarlanisini, kendini sevilmeyecegine inandirmis mutsuz bir kadinin da trajik hayati icinde avken nasil avci oldugunu anlatiyor.

Genc ve yakisikli bir gencin mazosizmin acisiyla renklenmis dünyasi... Bu acidan alinan haz, ölüme yaklastikca hissedilen doyum Yasli, göbekli bir holding patronunun cinsel tercihi nedeniyle varoslarin kasketli orta yasli erkeklerinde aradigi yakinlik Üc kusak boyunca sürüp gelen fahiseligin kadinin ruhunu paramparca edisiDr. Gülseren Budayicioglu bu kitapta insan denen muhtesem ve bir o kadar da karmasik varliga ait sahici yasam hikayeleri sunuyor.Bazen dehsete kapilacak, cogu zaman da hüzünleneceksiniz