Bücher veröffentlicht von Can Yayinlari

Baska bir ülkede meydana gelen felaketlerin seyircisi olmak, gazeteciler diye bilinen profesyonel, uzman turistlerin bir bucuk asri askin sürelik maceralarinda gittikce katlanan birikimleriyle dogrudan ilintili olan, esasli bir modern deneyimdir. Öyle ki, artik savaslar hepimizin oturma odalarinda süknet icinde seyredilip dinlenen görüntü ve seslere dönüsmüs durumdadir.Modern hayatin temel özelliklerinden biri, dünyanin dört bir kösesinde yasanan dehseti uzaktan, fotograf araciligiyla izleyebilmek icin sayisiz imkan sunmasidir. Peki, dünyayi görme bicimimizin temel parcalarindan birini olusturan fotograf, bakanin gerceklik algisini asindirir mi Bizden uzaktaki insanlarin acilariyla hakiki bir bag kurabilir miyizGünümüzde bir klasik haline gelen Fotograf Üzerine kitabindan yirmi yildan fazla bir süre sonra yayimlanan Baskalarinin Acisina Bakmak, görüntülerin kullanim bicimlerinin yani sira, siddetin görsel temsilinin, savas görüntülerinin ekran araciligiyla siradanlasmasini, bunun cagdas toplum üzerindeki etkilerini ve tehlikelerini sorusturuyor.Baskalarinin Acisina Bakmak, insani dünyayi oldugu gibi görmeye, onun temsil edilme bicimleri üzerine kafa yormaya, hatta onu degistirmeye yönelik bir seyler yapmaya tesvik ediyor. The New York Times Magazine

Gercek sanat bizi rahatsiz etme kapasitesine sahiptir. Sanat eserini onun icerigine indirip, sonra bu halini yorumlamak, o sanat eserini ehlilestirir. Yorum, sanati idare edilebilir, uyumlu hale getirir.Yoruma Karsi, hayati boyunca aktif bir insan haklari savunucusu ve savas karsiti olarak calisan, cagin vicdani olarak nitelendirilen Sontagin ilk makale koleksiyonu. Kültürel elestiri alaninda büyük bir etki yaratan bu kitapta ünlü Camp Üzerine Notlar ve Yoruma Karsi denemelerinin yani sira yazarin Sartre, Camus, Simone Weil, Godard, Beckett, Lévi-Strauss, bilimkurgu filmleri, psikanaliz ve cagdas din anlayisi hakkindaki yazilari yer aliyor. Baglanti kurma, iliskilendirme yetenegine sahip, bu kadar acik bilincli baska bir entelektüel tanimadim. Carlos Fuentes O, krala, SKral ciplak, diyen cocuktur. Margaret Atwood

Bazen gecmisi özlerim; minik minik, basit seyleri, en naif olaylari hatirlatan bir nostalji duygusu sarar beni.Cumartesi aksamlarini büyük bir özlemle hatirlarim; iste o zaman hissettigim saflik ve sevgi duygusu, daha güzel bir cocukluk geciremeyecegimden emin olmami saglar.Norah Langenin Arjantin kirsali ve Buenos Aireste ailesiyle gecirdigi cocukluk ve ilkgencliginden kah dokunakli kah özlem dolu kesitler iceren Cocukluk Defterleri yazarin kisiligini bicimlendiren bir gecmisi yansittigi gibi 20. yüzyil basi Arjantin toplumundaki yasama ve cinsiyet rollerine dair de incelikli gözlemler sunar.Cocuklara özgü bir masumiyet ve yaraticiligi bellegin gücüyle bulusturan Cocukluk Defterleri her devirden okurun özdeslik kurabilecegi bir anlati.Lange, dogustan sürralist...Irish Times

Hayat, bir an yakalanip ebediyen sabitlenen önemli ayrintilardan ibaret degildir. Ama fotograflar öyledir. Fotograf toplum, politika ve tarih hakkinda cok sey anlatir. Sontag ilk olarak 1973te yayimlanan bu kitapta fotografi ne yüceltir ne de kücümser. Tarihsel ve toplumsal bakis acisiyla onun avantajlariyla dezavantajlarini karsilastirirken, görüntü ile gerceklik arasindaki iliskiyi irdeler. Görüntülerin medyadaki kullaniminin belirli siyasi, kültürel veya din amaclara ve cikarlara hizmet edip etmedigini sorgular, resim ile fotograf arasindaki ayrim üzerinde durur ve fotografin bir sanat dali olarak mesruiyetini tartismaya acar. Alaninin kült kitaplarindan biri kabul edilen ve yazarina dünya capinda büyük bir ün kazandiran Fotograf Üzerinedeki denemeler eski zamanlardan günümüze ünlü ve önemli fotografcilarin calismalarini ele alirken bir dizi estetik ve ahlaki soru da ortaya koyuyor. Bu konuda simdiye dek yazilmis en mühim ve en özgün kitap Müreffeh kitle iletisim toplumlarinda fotografin rolüne iliskin gelecekteki tüm tartismalar yahut analizler bundan böyle muhakkak onun kitabi üzerinden ilerleyecek.

Knut Hamsun, benzersiz üslubuyla, yolu Nor-vecin liman kentlerinden birine düsen gezgin ögrenci Pareliusun yaninda kendi dünyasina götürüyor bizi. Güzel, cekingen tavirli Rosaya gönlünü kaptiran Pareliusun izinde, henüz gelismekte olan para ekonomisindeki dalgalanmalarin, insanlarin sosyal, ekonomik, hatta duygusal yasamlarinda yarattigi sarsintilari göz önüne seriyor Hamsun. Insanin cevresini saran amansiz boslugu maddiyatla doldurmanin ancak görünüste mümkün oldugu bu yeni dünyada, mutlulugun taniminin da degisen pek cok seyden biri oldugunu bütün ciplakligiyla yüzümüze haykiran Rosa, Nobel ödüllü büyük yazarin en önemli yapitlari arasindadir. Bu güzel kitabi Behcet Necatigilin cevirisiyle yayimliyoruz.

Biliyorum sana giden yollar kapaliÜstelik sen de hicbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakin ve arada ucurum;Insanlar, evler, aramizda duvarlar gibiUyandim uyandim, hep seni düsündümYalniz seni, yalniz senin gözlerini Sevda Sözleri, Cemal Süreyanin ögrencilik yillarinda baslayan ve ölümüne kadar devam eden siir hayatinda yayimladigi tüm eserlerin yani sira, dergilerde ve mektuplarda kalmis, bazisi adsiz ve yarim birakilmis siirleri de bir araya getiriyor

Lugat 365 projesi, 2014 yilinin sonlarina dogru, Banu-Onur Ertugrul ciftinin aklina düser. Hissikablelvuku gibi, müskülpesent gibi bazi kelimeler, hem söylenisleri, hem de kapsadiklari anlam alanlari, dolu dolu gecmisleri ile ne güzeldirler. Kollari sivar, 2015 yili boyunca her gün begendikleri bir kelimeyi twitter üzerinden paylasmaya, eski kelimeleri unutmus ya da hic duymamis günümüz toplumunun dikkatine sunmaya baslarlar... Öyle ki, zamanla paylasilan kelimeler o günün güncel olaylarina, duygularina göndermeler icermeye, adeta yasamaya baslar.. Takipcileri kisa zamanda yüz binleri bulur...Lugat365 paylasimlari 2015 yili sonu itibariyle sona erecek. Ama yayimladigimiz kitap, o kelimeleri bir araya getirerek önemli bir kaynak ve basucu sözlügü olacak. Kendine özel tasarimi ve sunumuyla...Das Lexikon 365 Projekt ist Ende 2014 des Jahres erschienen.Ist der Einfall der Eheleute Banu-Onur Ertugrul.Wörter wie Hissikablelvuku übersetzt auf Deutsch voraussehen oder ahnen oder müskülpesent übersetzt auf Deutsch wählerisch.Wie anspruchsvoll unsere Sprache, Aussprache ist. Verpackt in einer schönen Geschichte, Wörter die man gerne jeden Tag verwendet.

Simyaci, dünyaca ünlü Brezilyali yazar Paulo Coelhonun ücüncü romani. 1996 yilindan bu yana Türkiyede de cok okundu, cok sevildi, cok övüldü bu kitap.Bir büyük Dogu klasigi olan Mevlananin ünlü Mesnevisinde yer alan bir kücük öyküden yola cikarak yazilan bu roman, yüreginde cocuklugunun cirpinislarini tasiyan okurlar icin bir klasik yapit haline geldi.Simyaci, Ispanyadan kalkip Misir piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü coban Santiagonun masalsi yasaminin öyküsü. Ama ayni zamanda bir nasihatname; Yazgina nasil egemen olacaksin Mutlulugunu nasil kuracaksin Gibi sorulara yanit arayan bir yasam ve ahlak kilavuzu. Mistik bir peri masalina benzeyen bu romanin, dünyanin dört bir yaninda bunca sevilmesinin gizi, kuskusuz bu kilavuzluk niteliginden kaynaklaniyor. Simyaciyi okumak, herkes daha uykudayken safak vakti uyanip, günesin dogusunu izlemeye benziyor.

Rastlanti sonucu eline gecidigi bir kitapla satrancin inceliklerini ögrenerek bu oyunu bir tutkuya dönüstüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasina yakalanan Dr. B.nin öyküsüdür görünüste Satranc. Ama derinlerde bir veda mektubudur aslinda.Stefan Zweigin Brezilyada sürgündeyken yazdigi ve Subat 1942deki intiharindan birkac ay önce tamamladigi Satranc, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altinda yok olusuna isaret eder.Avrupa kültürüne elveda derken yasama da veda etmeyi secen Zweigin son yapiti Satranc, gerilimli kurgusu ve kahramanin ruhsal gelgitlerinin islendigi dokusuyla, kisa ama her bakimdan etkileyici olaganüstü bir uzun öyküdür.

"My Sweet Orange Tree" är en berörande och hjärtevärmande roman som följer Zezés resa, en ung pojke som växer upp i fattigdom i Brasilien. Genom sin livliga fantasi och vänskap med ett magiskt apelsinträd finner Zezé tröst och hopp mitt i svårigheter. Denna vackert skrivna historia utforskar teman som oskuld, kärlek och motståndskraft, och lämnar läsarna djupt berörda och inspirerade.

I romanen 1984 av George Orwell kontrollerar regeringen varje aspekt av medborgarnas liv i ett dystopiskt samhälle, medan huvudpersonen Winston Smith gör uppror mot det förtryckande regimen.