Bücher veröffentlicht von Everest Yayınları

Ayse Kulin Yarin Yok romaninda, her zamanki ustalikli ve sürükleyici üslubuyla bizi bu kez bambaska bir zamana götürüyor. Günümüzden yüzlerce yil sonra, Dünyadayiz. Aradan gecen zamanda gezegenimiz bütün dogal kaynaklarini tüketmis, takvimi sifirlayan felaket bir savas yasamis, hayatta kalan bir avuc insanin özverisiyle nihayet kalici bir barisa kavusmustur; ancak simdi yine bir tehlikeyle karsi karsiyadir. Merkez Sehir Devletinin en genc bilim kadinlarindan biri olan Mira, uzun zaman önce biyolojik bir silah olarak üretilen Tayro virüsünün formülünün pesinde zamanlari asan büyük bir serüvene atilacak, bu sirada hem aski ve dayanismayi hem de soyagacinda yer alan cesur kadinlari taniyacaktir...Ayse Kulinden bugün hafife aldigimiz sorunlarin olasi sonuclarina isaret eden, ayni zamanda kiymetini bilmedigimiz zenginliklerin altini cizen ve umudu asla birakmamaya cagiran bir roman.

Simdi burnunun dikine gitmeyen kültürler düsünsün Kokular Kitabinin Kültürler duragina hos geldiniz... Uygarligimizin kokusu ciktigina göre Sartik söylemeye hacet yok ama koku denince Türkiyede akla gelen ilk isim; Vedat Ozana kulak vermekte fayda var. Sanki burnumuz yokmus gibi kurdugumuz uygarliktan gelen kötü kokular muhtemelen hayat tehlikelere isaret ediyor.Burunla ve parfümle kurulan kültürlerin haritasi aciliyor önünüzeParisin saray alemlerinden Misir Carsisina, yagmurlu kadinlardan Kanunnin pamuguna, Romanin helalarindan Cinlilerin tütsülerine, rüzgarin cocuklarindan Medicilere dek akilalmaz bir cografya... Üstelik -elbette- sayisiz lüzumsuz bilgi esligindeHaydnin senfonilerinden Duchampin pisuarina, bebek Isanin ziyaretcilerinden cagdas sanat müzelerine, Kafkanin askindan James Joyceun biyik fincanina, mesenlik müessesesinden tütsülü saatlere dek, kültürlerin vazgecilmez unsurlari olan sanatin ve zanaatin akla hayale gelmedik ayrintilari, hikayeleri...Uygarligin kokusunu almaya ve kokunun uygarligina hazir olanlari, sayfalari cevirmeye davet ediyoruz. Not Cinsiyet farki gözetmeksizin Okuyan anlar; Siz bu cildi okuyadurun, biz de bu sirada Lezzetler cildini hazirlayalim Bizim toplumumuzda üzeri örtülü gecen ve bastirilmis koku duyusunu, daha acik ve belirgin halde ele alindigi uzak kültürlerin örnekleriyle birlikte düsününce belki daha farkli algilayabilir, maalesef uzak kaldigimiz duyusal cesitliligin ayirdina varabiliriz.

Emir ve Hasan, Kabilde monarsinin son yillarinda birlikte büyüyen iki cocuk... Ayni evde büyüyüp, ayni sütanneyi paylasmalarina ragmen Emirle Hasanin dünyalari arasinda ucurumlar vardir Emir, ünlü ve zengin bir isadaminin, Hasan ise onun hizmetkarinin ogludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azinliga, Hazaralara mensuptur.Cocuklarin birbirleriyle kesisen yasamlari ve kaderleri, cevrelerindeki dünyanin trajedisini yansitir. Sovyetler isgali sirasinda Emir ve babasi ülkeyi terk edip Californiaya giderler. Emir böylece gecmisinden kactigini düsünür. Her seye ragmen arkasinda biraktigi Hasanin hatirasindan kopamaz.Ucurtma Avcisi arkadaslik, ihanet ve sadakatin bedeline iliskin bir roman. Babalar ve ogullar, babalarin ogullarina etkileri, sevgileri, fedakarliklari ve yalanlari... Daha önce hicbir romanda anlatilmamis bir tarihin perde arkasini yansitan Ucurtma Avcisi, zengin bir kültüre ve güzellige sahip topraklarin yok edilisini asama asama gözler önüne seriyor.Ucurtma Avcisinda anlatilan olaganüstü bir dostluk. Bir insanin digerini ne kadar sevebileceginin su gibi akip giden öyküsü...