Bücher veröffentlicht von İletişim Yayınları

Inci bir yandan yalinligiyla, diger yandan ahlaki meseleleri cesurca irdelemesiyle John Steinbeck külliyatinin en özgün parcalarindanbiri. Tipki atalari gibi, bir kiyi kasabasinda yasayip günlerini denizde inci bulmaya calisarak geciren Kino da yoksullugun en agir sartlariylacebellesir. Öyle bir yoksulluktur ki bu, oglu Coyotitoyu akrep soktugunda bir doktora gösterecek parasi yoktur Kinonun cebinde.Fakat bir gün, dev bir inciyle denizden cikar. Böylece zenginligi, oglunu tedavi ettirmeyi ve okula göndermeyi, esi Juanayla kilisedeevlenmeyi hayal etmeye baslar. Bu muazzam inci Kinonun ve ailesinin hayatindaki her seyi bir anda degistirecektir. Steinbeck, Amerika kitasinin zalimlikle, zorbalikla dolu tarihini siradan bir ailenin yasaminda somutlastiriyor.Incide de Steinbeckin yazdigi her seyde kendini gösteren samimiyet ve seckinlik var.THE NEW YORKERBicim, Steinbeck icin en önemli husustur ve Inci bicim acisindan dört dörtlük bir kitap.COMMONWEAL

Irmaklar arasindaki ülke anlamina gelen Mezopotamyada yaratilan kültür, dogdugu topraklarin disinda özellikle Dogu Akdeniz, Suriye, Filistin, Arabistan Yarimadasi, Iran ve Anadoluyu etkilemis ve bölge hakli olarak uygarligin besigi olarak nitelendirilmistir. Mezopotamya uygarligi, ilk kent devletleri, ilk kralliklar ve ilk imparatorluklarin yani sira yerlesim merkezleriyle belirginlesen anitsal mimarisi kral mezarlari, tapinaklar, zigguratlar, boyali seramik ürünleri, yazi sistemleri, yasalari ve heykelciligiyle de ayricalasarak özgün bir kimlik ve üslup yaratmistir. Bölgenin cografyasi temelinde gerceklestirilen arkeolojik calismalar ve elde edilen buluntular cagdas uygarligin Eski Mezopotamyaya ne denli borclu oldugunu cok acik bicimde sergiler. Arkeolog ve eskicag tarihcisi Docent Kemalettin Köroglu, bu baglamda bilgi edinmek isteyen okuyucu ve ögrencilerin beklentilerini dikkate alarak; Sümer, Akkad, Babil, Hurri-Mitani ve Assur gibi parlak uygarliklarin tarihini kronolojik bir sirayla ele aliyor ve calismasini harita, cizim, desen ve fotograflarla destekleyerek derinlestiriyor.

Her birimiz kücükken anne-babalarimizin icimize ektigi zihinsel ve duygusal tohumlarla büyüyoruz. Kimi ailelerde bu tohumlar sevgi, saygi, bagimsizlik, kaynagi olurken, ne yazik ki bir cok ailede tohumlarin arasinda korku, yaptirim ve sucluluk duygulari da bulunuyor. Bu tohumlar biz büyüdükce filizleniyor ve yetiskinlik hayatimizda duygularimizi, davranislarimizi, dolayisiyla baskalariyla kurdugumuz iliskileri etkiliyor. Kitap, kücükken anne-babalari tarafindan fiziksel, duygusal ya da cinsel tacize maruz birakila, korku ve sucluluk duygulariyla büyütülen ya da bakimlari saglanmayan yetiskinlere, hayatlarini yeniden kazanmanin kapilarini araliyor.Cocukken anne veya babanizdan korkar miydiniz Anne eya babaniza karsi öfkenizi ifade etmekten cekinir misiniz Anne ve babanizla fikir ayriliginda olmak sizi endiselendirir mi Anne-babaniz size hala cocuk muamelesi yapiyorlar mi Birine cok yakin oldugunuzda caninizi yakacagini veya sizi terk edecegini düsünür müsünüz Bu ve benzeri sorulara olumlu yanit veren yetiskinler, kitapta anlatilan vakalar sayesinde onlara aci veren duygulariyla yüzlesecek ve önerilen cözüm yollariyla hayatlarini bu duygularin olumsuz etkisinden arindirip hasar gören özsaygi ve özgüvenlerini yeniden kazanacaklar.Dünyaca ünlü bir terapist olan Susan Forwardin Craig Buck ile birlikte yillarca süren deneyimlerine dayanarak hazirladigi Zor Bir Ailede Büyümek, günlük hayatlari, anne-babalarinin gecmiste sergiledikleri yikici davranislarin etkisinde, hatta kontrolü altinda olan yetiskin cocuklara yardim etmeyi amaclamistir.

Toz duman kenarlardan, tasradan ve kuytulardan, memleketten yoksulluk halleri. Utananlar, üzülenler, asiklar, yevmiyeciler, kücük kasabalar, hazin ve uzakta kalan hayatlar.Devran, inatci nesesiyle gecip giden zamanin carpikligini anlatiyor. Umut umut, cümle cümle Evvela mahsus selam ediyor dogan güne.Selahattin Demirtas, yaralilarin, umarsizlarin, kalbi hizla carpanlarin hikayecisi. Sofrasinda konuk agirlayan, durup durup konusanDoksanlarin basi, ziraat fakültesini yeni bitirmisim, is güc yok henüz. Günün cogunu evde is projeleri ve gelecek planlariyla geciriyorum. Dile kolay, her gün elli tane is kuruyorum kafamda. Hemen para kazanmaya baslamam lazim diyorum. Acayip zengin olasim gelmis, yerimde duramiyorum. Fakirlik icinde büyümüsüz, fakir fakir okuyup üniversiteyi de bitirmisiz. Ama her seyin bir sonu olduguna göre fakirligin de bir sonu var degil mi

Kafamda Bir Tuhaflik hem bir ask hikayesi hem de modern bir destan. Orhan Pamukun üzerinde alti yil calistigi roman, bozaci Mevlut ile üc yil ask mektuplari yazdigi sevgilisinin Istanbuldaki hayatlarini hikaye ediyor.1969 ile 2012 arasinda, kirk yili askin bir süre Mevlut, Istanbul sokaklarinda yogurtculuk, pilavcilik, otopark bekciligi gibi pek cok is yapar. Bir yandan sokaklarin cesit cesit insanla dolmasini, sehrin büyük bölümünün yikilip yeniden insa edilmesini, Anadoludan gelip zengin olanlari izler; diger yandan ülkenin icinden gectigi dönüsümlere, siyasi catismalara, darbelere tanik olur. Onu baskalarindan farkli kilan seyin, kafasindaki tuhafligin kaynagini hep merak eder. Ama kis aksamlari boza satmaktan ve sevgilisinin aslinda kim oldugunu düsünmekten hic vazgecmez. Askta insanin niyeti mi daha önemlidir, kismeti mi Mutluluk veya mutsuzlugumuz bizim secimlerimize mi baglidir, yoksa bizim disimizda mi gelisip basimiza gelirler Kafamda Bir Tuhaflik bu sorulara cevap ararken aile hayatiyla sehir hayatinin catismasini, kadinlarin ev iclerindeki öfke ve caresizliklerini resmediyor.Das aktuelle Werk des Bestseller-Autors und Nobelpreisträgers Orhan Pamuk mit dem Titel Kafamda bir tuhaflik ist im Dezember 2014 erschienen. Die englische Version erscheint im Oktober 2015 mit dem Titel A Strangeness in My Mind. An der Liebesgeschichte, die zugleich als ein modernes Epos bezeichnet wird, soll Pamuk sechs Jahre gearbeitet haben. Erzählt wird das Leben von Mevlut, dem Verkäufer von Boza einem traditionellen türkischen Getränk und seiner Geliebten in Istanbul. Zwischen den Jahren 1969 und 2012 arbeitet Mevlut über 40 Jahre lang als Strassenverkäufer. Er wird Zeitzeuge zahlreicher sozialer Veränderungen und politischer Geschehnisse. Er wundert sich über seine Andersartigkeit, über die Seltsamkeit in seinem Kopf. Doch während er in den kalten Nächten Boza verkauft, denkt er stets am seine Geliebte. Das Werk sucht Antworten auf Fragen wie Ist bei der Liebe die Absicht oder das Schicksal von Bedeutung Ist das Glück von unseren Entscheidungen abhängig oder spielt sich alles ausserhalb des Kontrollierbaren ab