Bücher veröffentlicht von Yapı Kredi Yayınları

Orhan Pamukun üzerinde 5 yildir calistigi Veba Geceleri, 1901 yilinda 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlinin 29. Vilayeti Minger adasinda geciyor. Hem sürükleyici bir siyaset ve ask romani hem de Pamukun salgin, karantina, devlet ve birey konularini bir masal havasiyla tartistigi bu tarihi roman, konusuyla yasadigimiz günlere de isik düsürüyor.1901 baharinda Osmanli Imparatorlugunun 29. vilayeti Minger Adasinda veba salgini bas gösterince Sultan Abdülhamit önce Saglik Basmüfettisi kimyager Bonkowski Pasayi, onun arkasindan da genc ve basarili Doktor Nuriyi salgini durdurmasi icin adaya gönderir. Padisah kisa bir süre önce genc doktoru, sarayda hapis hayati yasattigi agabeyi önceki padisah V. Muratin kizi Pakize Sultan ile evlendirmistir ve Pakize Sultan da bu yolculukta kocasina eslik etmektedir. Adada ise genc ve milliyetci Osmanli subayi Kolagasi Kamil, onun asik oldugu adali Zeynep ve her seye yetismeye calisan Vali Sami Pasa ile güzel sevgilisi Marika vardir. Karantina yasaklarina itaat edilmesi icin caba harcayan bu insanlarin vebayla, adadaki geleneklerle ve sonunda birbirleriyle ve ölüm tehditleriyle savasinin ve yasadiklari asklarin hikayesidir Veba Geceleri.Pamuk yasayan en büyük yazar. -Le Point, FransaPamuk, en iyi kitaplarini Nobelden sonra yazan essiz bir yazar. -The Independent, IngiltereO ne bir ideolog, ne bir siyasetci, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romanci. -The New York Times, ABD

Ilk ask deneyimi bütün bir hayati belirler miYoksa kaderimizi cizen yalnizca tarihin ve efsanelerin gücü müdürOrhan Pamuk, Yapi Kredi Yayinlarindan cikan yeni romani Kirmizi Sacli Kadinda bizi otuz yil önce Istanbul yakinlarindaki bir kasabada liseli bir gencin yasadigi sarsici bir ask hikayesiyle, büyük bir insani sucun pesinden sürüklüyor.Kirmizi Sacli Kadin Die Frau mit den roten Haaren ist das aktuelle Werk des Bestseller-Autors und Nobelpreisträger Orhan Pamuk und ist im Februar 2016 erschienen.Pamuks Liebesgeschichte- Die Frau mit den roten Haaren kehrt nach über 30 Jahren zurück zu uns nach Istanbul.Die Geschichte handelt über die Liebe zweier Menschen, vor über 30 Jahren in der High-School, in einem Stadteil von Istanbul. Eine unglaubliche Liebesaffäre, die ein Liebes Verbrechen mit sich zieht.

Yogun, dosdogru ask siirleri LaviniaKendine özgü kisa, dokunakli söyleyisiyle genc kusak okurlarin her zaman ilgisini ceken Özdemir Asaftan askin tabiatina yarasir, arzulu, dosdogru, celiskili, umutlu, gercekci, deli dolu, özlemli, romantik ask siirleri Lavinia. Söz aramizda, Ikimiz de herkes gibiyiz Cirilciplak oldugumuz zaman.

Pamukun Ilk ve son siyasi romanim dedigi Kar, Türk edebiyatinda 1990larin siyasi atmosferini ele alan, dönemi bütün siddeti ve catismalariyla anlatan en iyi ve en iddiali romandir. Karstaki siyasal Islamcilar, solcular, Türk ve Kürt milliyetcilerinin hikayesini inanc, basörtüsü sorunu, askeri darbeler ve ücüncü dünyada yasamanin öfkesi ve ümitsizligi üzerinden tartisan Karda Pamuk, baska romanlarinda da zaman zaman gördügümüz mizah yetenegini bu defa sonuna kadar sergiliyor. Kari, romanin yazilis ve yayimlanma süreclerinin daha önce bilinmeyen ayrintilarina deginen bir sonsözle birlikte yayimliyoruz. On iki yildir Almanyada sürgün olan sair Ka Türkiyeye dönüsünden dört gün sonra, bir röportaj icin Kars sehrinde bulur kendini. Agir agir ve hic durmadan yagan karin altinda sokak sokak, dükkan dükkan bu hüzünlü ve güzel sehri ve insanlarini tanimaya calisir. Karsta agzina kadar issizlerle dolu cayhaneler, disaridan gelmis ve kardan mahsur kalmis gezgin bir tiyatro kumpanyasi, intihar eden ve türban direnisi yapan kizlar, cesitli siyasal gruplar, dedikodular, söylentiler, Karpalas Oteli ve sahibi Turgut Bey ile kizlari Ipek ve Kadife ve Ka icin ask ve mutluluk vaadi vardir. Kar Türkiyenin temel siyasi catismalarini anlamamiz icin okunmasi gereken bir roman.Kar zamanimizin okunmasi gereken temel kitaplarindan... -Margaret Atwood-O ne bir ideolog, ne bir siyasetci, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romanci. -New York Times-

Bu manasiz ve yabanci hayatta bir tek seye hakikaten sarilmis, hakikaten inanir gibi olmustu. Bu da karisi idi. Muazzezin varligi Yusuf icin büyük bosluklari dolduracak mahiyette bir sey degildi, fakat onun yoklugu müthisti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsizca Yusufun hayatindan koparilmasi cildirtacak kadar aci idi. Hayatinda asil aradigi seyin Muazzez olmadigini biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olmayacagini saniyordu. Kuyucakli Yusuf Türk edebiyatinin belki de en romantik kahramanidir. Hayatin ve insanlarin zalimligi karsisindaki naif durusu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yasadigi lirik ask hikayesinin kahramani olarak edebiyat tarihinde yerini almistir.

Kuslar da Gitti, Istanbulun cürüyen, kirlenen yüzünün ve insanligin da sehirle birlikte yok olusunun romanidir. Kuslarin bir zamanlar mekan tuttugu Istanbulda cocuklar onlari yakalayarak cami, kilise ve sinagoglarin kapilarinda azat buzat beni cennet kapisinda gözet diyerek satarlar. Ancak cocuklar satamadiklari kuslari yemek zorunda kalirlar.

Abdi Aga nin zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Aga nin yegeniyle evlendirilmek üzere olan Hatce yi kacirir. Abdi Aga yi yaralayan, yegenini de öldüren Memed eskiya Deli Durdu ya katilir, ancak kiyiciligina katlanamadigi Deli Durdu dan iki arkadasiyla birlikte ayrilir. Memed, siradan bir köy cocuguyken, zulmedenler icin eskiyaya, köylüler icinse bir kurtariciya dönüsür. "Bir yasam bicimini bir halkin portresi olarak böylesine veren bu romandan daha iyisi yazilamazdi." - The New York Times Book Review, (A.B.D.) "Sasirtici, orijinal bir kitap." '- Sunday Times, (Ingiltere) "Epik boyutlara ulasan ve muhtesem bir sona ulasmak icin hiz kazanan öyküye kendinizi kaptiriyorsunuz." '- Sunday Times, (Ingiltere)

Detta är en fängslande historisk roman som utforskar djupen av forntida civilisationer och mytologier. Med en rik berättarstil och intrikata handlingar tar den läsarna med på en hypnotiserande resa fylld av mysterium, intriger och sökandet efter förlorade skatter. Den avslöjar hemligheter som sträcker sig bortom tiden och lämnar ett varaktigt intryck.

Madonna i Päls är en roman av den turkiska författaren Sabahattin Ali. Berättelsen handlar om en ung man som befinner sig i exil i Italien och blir förälskad i en kvinna som bär en pälsklädd madonnaskulptur. Genom sin berättelse utforskar Ali teman som kärlek, ensamhet, religion och identitet i en värld som präglas av krig och politisk instabilitet.

"Mitt namn är Röd" av Orhan Pamuk är en fängslande roman som väver samman konst, kärlek och mysterium. Pamuks utsökta prosa och intrikata berättarkonst tar läsarna till det osmanska Istanbul, där en fängslande historia om mord och passion utspelar sig mot bakgrunden av konstvärlden. Förbered dig på att bli fängslad av detta mästerliga litterära verk.

"Harry Potter och de vises sten" av J.K. Rowling är en magisk och fängslande berättelse som introducerar läsare till den förtrollande världen av Hogwarts skola för häxkonster och trolldom. Rowlings fantasifulla berättarkonst väver samman en förtrollande berättelse fylld av vänskap, mod och kampen mellan gott och ont. När Harry Potter ger sig ut på sin extraordinära resa förflyttas läsarna till en värld av förundran, där de möter minnesvärda karaktärer, ställs inför spännande utmaningar och upptäcker den sanna kraften i kärlek och uthållighet. Denna tidlösa klassiker är ett måste att läsa för både unga och vuxna läsare och väcker en livslång kärlek för den magiska världen.