Über Saf Akl¿n S¿n¿rlar¿ Dâhilinde Din
Bat¿ dü¿üncesi gerek Ortaçä, gerekse Yeniçä boyunca hep Kilisenin ekseni etraf¿nda dönmü¿ durmu¿tur. Dü¿ünce adamlar¿ Ortaçäda, Kilisenin do¿rular¿n¿ rasyonel temellere oturtma, Yeniçäda da kiliseden kurtulma yönünde hamleler yapmakla u¿räm¿¿lard¿r. Bu hamleler farkl¿ boyutlarda kendini göstermi¿tir. Kiliseyi reddetmekle birlikte Tanr¿y¿ ve Din'i reddetmeyen e¿ilim ile her tür dinsel anlay¿¿¿ toptan reddeden iki e¿ilim belirmi¿tir.
Bat¿ felsefe hareketlerini anlaman¿n yolu biraz da bu hareketleri üreten sosyal ¿artlar¿ ve anlay¿¿lar¿ kavramakla mümkün olacakt¿r. Kant yäad¿¿¿ dönemde Kilise paradigmas¿n¿n säl¿kl¿ bir dinsel anlay¿¿tan uzak oldu¿unu tespit eder ve di¿er dinlerin varl¿¿¿n¿ da dikkate alarak sälam bir dinsel anlay¿¿ için ortak bir zemin bulmay¿ ister. Onun bu çerçevede yäad¿¿¿ toplumun dinsel anlay¿¿¿n¿n üstüne ç¿kt¿¿¿n¿ ve din fenomenine bütüncül bakmay¿ bäard¿¿¿n¿ söyleyebiliriz.
Mehr anzeigen